banner268

Masalların, ninnilerin, efsanelerin, kalabalık ve sıcak aile ortamlarının içinde büyüyenler bilirler. O zamanlar ebeveynlerimizin bizi yarış atı gibi programlamaya vakti yoktu. Biz sokakta akşama kadar oynamaktan bitkin düşer, ona rağmen sorumluluklarımızı yerine getirir, anne babamızı memnun eder ödevlerimize koyulurduk. Sevginin, şefkatin, doyunca çocuk olmanın tadını çıkardıktan sonra bizi inada sürükleyecek, öfkelendirecek, sorumluluklarımızdan vazgeçmemize sebep olacak kırgınlıklarımız yoktu.

Çocuk demek ses demekti, neşe demekti, biraz yaramazlık, biraz sorumluluk, çokça insan demekti! Peki şimdilerde adı ne biliyor musunuz? Yarış atı! Evet, yanlış duymadınız, yarış atı. Başkalarına üstün gelmek için koşmaya zorlanan, kıyas yapılarak haset duygusu körüklenen, sorumluluğu sadece ders çalışmaktan ibaret olan, bir nevi yarış atına benzetmeye çalıştığımız çocuklar yetiştirir olduk son dönemlerde.

Anne dizi izlemek için, baba işinden yorgun geldiğini öne sürerek dinlenmek için çocuğa ödül tayin ettiler insanların aklını alan akıllı telefonları ya da tabletleri, aynı şekilde de ceza tabii, akıllı olmaz veya ders çalışmazsa telefon veya tablet yok! Ne büyük eksiklik değil mi?

Ama ne oldu biliyor musunuz? Masal, ninni, hikâye, efsane dinlemeyen, ebeveyn şefkati görmeyen, hayal kuramayan, başkalarının haklarına saygı duymayan, kendince bir hayal dünyası olmayan, sorumluluk nedir bilmeyen, bilgisayar gibi programlanmış fakat kendi programlarını dahi çalıştırmaktan aciz nesiller yetişmeye başladı. En acısı da ne biliyor musunuz? Bu çocukların bir kısmı başarıp meslek sahibi olsa da, birçoğu olamadı. Oldu, başardı, yaptı dediklerimizde dâhil hiçbiri gerçek manada insan olamadı.

En son ne zaman bir çocuğun gözlerinin içine bakarak konuştunuz, ne istediğini anlamaya çalıştınız? En son ne zaman bir çocuğa masal anlatıp onunla oynadınız? En son ne zaman ona herkesten başarılı olmak zorunda değilsin sen yeteneklerinle, yapabildiklerinle başarılı olsan, kendine güvenerek yola koyulsan yeter dediniz? Siz en son ne zaman çocuk oldunuz? Sahi siz hiç çocuk oldunuz mu, yoksa olduğunuz zamanları mı unuttunuz?

Şefkatini celbedin çocukların, nefretini değil. Ruhlarını uyandırın çocukların nefislerini değil. Emin olun insan olmayı beceren her şey olmayı becerir. Siz yeter ki sevin, çokça sevmeyi ve şefkati öğretin.

Kime ne çocukları kollarım açık selamlıyorsam!

Kime ne düşürüyorsam gönüllerini gönlüme
Kırlangıçların munis uçuşu gibiyse adımlarım
ve derinleşiyorsa gamzelerim yüzüm her güldüğünde, kime ne!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner270

banner17