HAYATINIZI ONLAR BELİRLEMESİN

Hayatımızı, günümüzü, en yakınlarımızdan, mesai arkadaşlarımıza, hatta sokakta karşılaştığımız insanlara kadar birçok kişi etkileyebilir.

Bazı kişiler için içimizden “Yine sinirimi zıplattı, günümü rezil etti” dediğimiz olmuştur. Hatta “Kendimi nasıl hissettiğimi bu kişi mi belirleyecek” diye de geçmiştir aklımızdan.

Çoğunlukla kişisel gelişim sitelerinde yer verilen anonim bir öyküde, bir iş adamı ile arkadaşı arasında, gazete satan bir adamın davranışıyla ilgili diyalog anlatılır:

Bir iş adamı arkadaşıyla yürürken, her zaman gazetesini aldığı bayide durur. Adama “Günaydın” der güler yüzle. Satıcı ekşi bir suratla ve gayet kaba bir şekilde gazeteyi uzatır adama. İş adamı gülümseyerek teşekkür eder, giderken “İyi günler” demeyi de ihmal etmez.

Arkadaşı şahit olduğu bu kabalıktan şaşkın, “Bu satıcı hep böyle kaba mı davranır?’ diye sorar. “Evet, ne yazık ki öyle” der iş adamı.

Arkadaşı, “Peki, sen hep böyle nazik ve kibar mı davranıyorsun bu adama?’ diye üsteler. “Evet” der iş adamı. Merak eden arkadaşı, “Peki, o sana böyle kötü davranırken sen niye ona ısrarla iyi davranıyorsun?” diye sorar.

İş adamı gülümseyerek, “Onun tavrının benim tavrımı etkilemesine izin veremem. Onun gibi davransaydım, benim davranışımı o belirlemiş olurdu. Günümü ona öfkelenerek berbat etmeye hiç niyetim yok. O mutsuz olmayı seçiyorsa, bunu değiştirmeyi de yine sadece kendisi seçebilir. Ama bir şey kesin. Kendimi nasıl hissedeceğime, nasıl davranacağıma başkalarının karar vermesine izin vermem” der.

Bu hikayeyi size niye anlatıyorum…

Sizin de çevrenizde bu tür insanlar vardır. Ama hikayedeki iş adamının yaptığı gibi onların sizi etkilemesine izin vermeyin. Hayatınızı, gününüzü onlar belirlemesin.

Bir de şu tip insanlardan mümkün olduğunca uzun durun:

Kaybedecek hiç bir şeyi olmayandan,;

dini suistimal etmeye kalkandan,

cahilden, aşırı iltifatkâr olandan,

içinde acıma duygusu olmayandan,

bile bile kul hakkı yiyenden,

bencilliği ve yalanları hayatının bir parçası haline getirenden, kıblesi belli olmayandan, din tacirinden, çıkarı için fır döndülerden,

kim nereye çekerse oraya gidenden,

herkese mavi boncuk dağıtandan.

İşte bunlardan korkun.

Bunlar nerede diye sorarsanız, fazla uzağa gitmenize gerek yok.

Sağınıza solunuza bakın.

Onlar kendilerini zaten gösterirler.

Abdullah Haktankaçmaz.